Spider-Man: Shattered Dimensions’ın çıkışını yapmasıyla birlikte içimde bir umut doğmuştu. Belki bir klasik değildi, ama seriyi ilk defa ellerine alan Beenox gelecekte büyük işler yapabileceğini göstermişti. Onca kötü Spider-Manoyunundan sonra ben de Beenox’a bel bağlamıştım. Sonrasındaysa çıkarttıkları oyunlarla çıtayı aşağı çekmeye başladılar. Spider-Man umutlarımız yine bir başka bahara mı kaldı derken The Amazing Spider-Man 2 çıkageldi. Ben de son kez bir şans vereyim dedim.
Açıkçası Spider-Man’in yeni oyunu bende Beenox’un yaptığı oyunlar içerisinde en az beklentiyi uyandıran oyun oldu. Shattered Dimensions’ı yeni bir soluk olması, Edge of Time’ı önceki oyunun yarattığı etki, The Amazing Spider-Man’i ise ilk açık dünya oyunları olduğu için bekliyordum. The Amazing Spider-Man 2’ninse arkasında hiç durulmadı. Oyunun çıkışına az bir süre kala videolar yayınlanmaya başladı ve bunlar da hiç etkileyici değildi. Bu yüzden oyuna beklentilerimi düşürerek yaklaştım ve sonuçlarını şimdi sizlere aktarıyorum.

“Elin Kolun Ayrı Oynuyor Spidey”
Hikaye olarak The Amazing Spider-Man 2 ilk oyundan farklı bir yol izlemiş. The Amazing Spider-Man’de filmin ardından gelişen olaylara tanıklık ediyorduk. İkinci oyunumuzsa filme paralel bir hikaye akışına sahip. Ancak bu, hikayenin film ile aynı olduğu anlamına gelmesin. Maalesef ki The Amazing Spider-Man 2’de belli başlı bir hikaye yok. 14 bölümün bulunduğu oyunda genellikle her bölüm ayrı bir boss’a ayrılıyor. O bölüm içerisinde boss’u hallediyor, bir sonraki bölümse bambaşka bir hikayeye yelken açıyorsunuz. Arada bir bağlantı kuruluyor, ancak bu bağlantı oyunu bir filmden ziyade her bölüm farklı konuların işlendiği polisiye dizi havasına sokmaktan alıkoyamıyor. Öyle ki, menüde oyunun kaç bölüm olduğu yazmasa 14. bölümün son bölüm olduğunu anlamak bile zor olurdu.
Filmin hikayesiyle oyunun hikayesinin ayrı olduğunu söylemiştim. İki yapımın ortak noktada buluştuğu tek kısım Electro ve Green Goblin. Bu karakterlerin kişilikleri ve kötü adam olma yolları filmdekine çok benziyor. Ancak oyunda karakterler bölüm sonu boss’u olmaktan öteye geçemiyor.

Hikaye ile ilgili bahsetmek istediğim son kısım Spider-Man’in kendisi. Herhalde Spider-Man’in mizah dolu bir karakter olduğunu bilmeyen yoktur. Filmde karakterin bu yönü oldukça başarılı kullanılmıştı. Oyundaysa Spider-Man’e bir haller olmuş. Kötü espriler, on kutu enerji içeceği içmiş gibi ara sahnelerde oradan oraya oynaması, saçma sapan el kol hareketleri gibi unsurlar Spider-Man’den soğumama yol açtı. Bu sefer olmamış Spidey diyor ve seni üç hayırla uğurluyorum.“Sal Gitsin”
Oynanış olarak The Amazing Spider-Man 2’nin ilk oyunun üstüne çok bir şey kattığı söylenemez. Dövüşlerde yineBatman tarzı bir sistem hedef alınmış. Tek tuşa basarak dövüşüyor, rakipleriniz size vurmak üzereyken onlara karşılık veriyor ve özel bitirici hareketlerinizi yapabiliyorsunuz. Açıkçası Beenox’un yeni bir şeyler denemesini beklerdim. Bunun yerineyse ilk oyundaki sistemi çok az elden geçirip tekrar önümüze koymuşlar.
Gizlilik kısmındaysa bana kalırsa ileri adım atmak yerine geri gitmişler. İlk oyunda Spider-Man’in rakibini alaşağı etmesi için düşmanın üstünde olması yetiyordu. The Amazing Spider-Man 2’deyse düşmanı gizlice saf dışı bırakmak için rakibin arkasında olma zorunluluğu var. Koskoca Spider-Man ağını kullanarak rakibini uzaktan gizlice indiremiyor artık. Yine de güzel bir eklemeyle durum toparlanmaya çalışılmış. İkinci oyunda duvarlardan sarkabiliyoruz. Tıpkı bir örümceğin sarkışı gibi biz de düşmanın tepesine inebiliyoruz. Fakat ben yine de ilk oyundaki sistemi tercih ederdim.

Dövüş ve gizliliğe paralel olan bir kısım da çevre etkileşimi. Önceki oyunda düşmanlarımıza karşı kullanabileceğiniz birçok nesne vardı. The Amazing Spider-Man 2’deyse hemen hemen hiçbir şeyi kullanamıyorsunuz. Anlayacağınız faydalı bir mekaniği daha kaldırmış Beenox.
Açık dünyadan oluşan bir Spider-Man oyununun olmazsa olmazı ağ atma sekanslarıdır herhalde. Benim en çok zevk aldığım serbest dolaşma kısımlarına bir yenilik getirilmiş. İlk olarak Spider-Man’in gökyüzü yerine binalar ağ attığını söyleyeyim. Esas yenilikse oynanışta. Sağ tetik tuşuyla sağ elinizden, sol tetik tuşuyla da sol elinizden ağ atabiliyorsunuz. Kontrolün biraz daha oyuncuya bırakılmış olması yerinde bir hamle olmuş.
“Hazırsanız Başlıyorum”
Şimdi hazırlıklı olmanızı istiyorum. Çünkü bir sonraki başlığa kadar olan cümlelerimde oyundaki eksikliklere değineceğim.
İlk olarak menüden bahsetmek istiyorum. Oyundaki menü tasarımını her kim yaptıysa acilen kovulmasını talep ediyorum. PlayStation 1’den hallice duran menü aklımı başımdan almayı(!) başardı. Kocaman yazı stili, kafam kadar kutucuklar on yıl öncesinde bile zor görebileceğimiz bir menü tasarımını oluşturuyor.

Oyunumuz açık dünya olduğu için yan görevler de elbette bulunuyor. Yan görevlerimiz ilk oyundakiyle hemen hemen aynı. Arabayla kaçan hırsızları kovalamak, polis-suçlu çatışmasını önlemek, yangından insan kurtarmak ve yaralıları hastaneye yetiştirmek gibi basit görevlerden oluşuyor. Görevler oldukça tekdüze ve ilk oyunun üstüne bir şey katamamış. Benim yermek istediğim esas konuysa bu görevlerden sonra çıkan video. Ağ atarak hızlıca göreve geldiniz ve görevi de çabucak yaptınız diyelim. Ardından da hızlı bir şekilde diğer göreve gitmek istediniz. Oyun orada“hop dur bakalım” diyor ve size sıkıcı bir video gösteriyor. Video da “Spider-Man şöyle böyle” yaptı diyen bir haber bülteninden ibaret. Hem sıkıcı hem de oyunun akıcılığını baltalıyor bu videolar.
Oyunda 14 tane bölüm olduğunu ve bu bölümlerin sonlarında da birer boss’la kapıştığımızı söylemiştim. Bolca boss bulunması güzel bir şey. Ancak boss’ların hepsi kolay lokma. Nasıl yeneceğinizi dert etmek zorunda bile değilsiniz. Oyun size gönül rahatlığıyla ne yapacağınızı söylüyor ve boss’u alt edene kadar aynı şeyi yapıyorsunuz. Bir başka fiyasko da buradan veriyor The Amazing Spider-Man 2.
“Bu Nasıl Örümcek”
Grafik mi dediniz? Pardon ancak yanlış adrese geldiniz. The Amazing Spider-Man 2 yeni nesil konsolların başladığı şu dönemde eski nesilde bile doğru dürüst bir iş çıkarmayı başaramamış. İlk oyunuyla hemen hemen aynı. Hatta daha bile kötü diyebilirim. Eğer grafik takıntınız varsa The Amazing Spider-Man 2’den uzak dursanız iyi edersiniz.
Seslendirmeler ve müzikler de vasatı geçemiyor. Shattered Dimensions’taki Neil Patrick Harris’in performansını yakalayabilen biriyle hala anlaşabilmiş değil Beenox. Üstüne bir de karakterin kötü yapılmış olmazı sizi Spider-Man’den soğutmaya yetiyor.

“Bir Daha ki Sefere Spidey”
Film oyunu olmasının verdiği bir sebepten mi, yoksa Beenox’un boşvermişliğinden mi bilemeyeceğim ama The Amazing Spider-Man 2 ortalama bir oyun olmaktan öteye geçemiyor. İlk oyunun ötesine gitmek yerine birçok konuda geriye giden bir oyun duruyor karşınızda. Filmin gazına gelenler ve şehirde serbestçe ağ atarak dolaşmak isteyenler haricinde kimseye öneremiyorum The Amazing Spider-Man 2’yi.






0 yorum:
Yorum Gönder