About Me

13 Kasım 2014 Perşembe

Assassin’s Creed: Rogue İnceleme

Bundan yedi yıl öncesine dönüp ekrana bakıyorum. Karşımda uzun zamandır beklediğim tarihle kurguyu iç içe geçiren bir oyun duruyor. Yeni neslin gücü nelere kadir diyorum kendi kendime. Günümüze gelip gözlerimi tekrar açtığımdaysa karşıma Assassin’s Creed: Rogue çıkıyor. Sonra o ölümcü soruyu soruyorum: Assassin’s Creed serisi yedi yılda nerelere geldi?
Serinin bu boyutlara ulaşacağını kaç kişinin öngördüğünü gerçekten çok merak ediyorum. Aynı gün içerisinde iki adet yeni oyun çıkartacak kadar güçlü ve popüler bir hale geldi Assassin’s Creed. Unity ile yeni nesli, Rogue ile eski nesli hedef alan Ubisoft daha önce denenmemiş enteresan bir strateji izledi. Ubisoft’un bu hamlesindeki Rogue ayağının ne durumda olduğuna gelin hep beraber bakalım.
Kardeşlik Dağıldı
Açıkçası duyurusundan itibaren Assassin’s Creed: Rogue’un ilgimi çeken tek yanı hikayesi oldu. Seride ilk defa Templar örgütünden bir karakteri yönetiyoruz. Shay Cormac aslında bir suikastçı, fakat hayat koşulları onu Templar’lara yönlendiriyor. Sonuç olarak eski dostumuz, yeni düşmanımız suikastçılarla kıyasıya bir savaşa giriyoruz.
Bu noktalarıyla beni yakalayan hikaye oyunun ilk iki saatindeki temposuyla ufak bir hayal kırıklığına uğrattı. Rogue klasik bir Assassin’s Creed oyunu şeklinde başlıyor. Suikastçıların arasında yeni katılan toy bir delikanlıyız. Ancak yapımcı ekip bu kısmı çok uzun tutmuş. Oyun başladıktan birkaç saat sonra Shay ile suikastçılar arasında anlaşmazlık patlak veriyor. Bu noktaya kadarki hikaye açısından beni oynamaya iten tek etken Assassin’s Creed 3 ve Assassin’s Creed 4’teki karakterleri görmek olduk. Keza Rogue bu iki oyun arasındaki bir zaman döneminde geçtiğinden önceki oyunlardan aşina olduğumuz pek çok karakteri görüyoruz.
Biraz da ana karakterimize bakalım. Shay kendine güvenen asi bir tip. Karakter olaraksa ilginizi çekmekten uzak. Şahsen Shay’e ufak tefek anlar haricinde bağlanamadım. Suikastçılardan ayrı düşme konusu güzel işlenmiş olsa da Shay’in Templar’lara katılması bir o kadar vasat işlenmiş. Bazı karakterler ve olaylar Templar’lara katılma olayını mümkün kılıyor ama konu ara sıra zorlanmış hissini uyandırmaktan kaçınamıyor.
Bu sorunlar haricinde Rogue’un hikayesi gayet sürükleyici. Suikastçılardan ayrı düşmeye başladığımız anda hikaye kendini bulmaya başlıyor. Bu aşamadan sonra Rogue’un hikayesinden fazlasıyla keyif aldım. Eski dostlarımızla düşmanlık kurmak ve bu düşmanların suikastçı olması oyuna ayrı bir hava katmış. Fakat maalesef sizi oyunda tutan yegane etken de bu olacak.
Assassin’s Creed 4.1
Başlıktan da anlayabileceğiniz üzere Assassin’s Creed: Rogue yenilik anlamında neredeyse hiçbir şey sunmuyor. Oyundaki tüm mekanikler Black Flag’den alınmış. Üzerine eklenen yeniliklerse bir DLC içeriğinden ibaret. En göze çarpan yenilik havalı tüfek. Onun da ne kadar yenilik olduğu tartışılır. Keza AC4’teki tüftüf’ün kalıp değiştirmiş hali gibi duruyor. Havalı tüfeği tüftüften ayıran tek şey bomba atar olarak kullanılabilmesi. Yanlış duymadınız, bomba atar dedim. Havalı tüfeğin bomba atar versiyonu bildiğimiz bomba atardan çok tüftüfün alan etkilisi şeklinde işlenmiş. Uyku ve berserk oklarını bir alana gaz olarak atabiliyoruz. Ek özellik olarak da şarapnel parçacıkları atma yer alıyor.
Bir Templar olmamızın faydası olarak oyuna yeni bir mekanik eklenmiş. Görevlerde ve açık dünyada bol bol suikastçı peşinize düşecek. Çalılardan, ağaçlardan ve daha pek çok gizli yerden suikastçı çıkıp canınızı hemen hemen sonlandırabilir. Karşılık olarak son anda mili saniyelik bir süre içerisinde counter yapabilir veya Eagle Vision ile yerlerini saptayıp önceden avcıyı avlayabilirsiniz.
Yan görevler konusuna pek girmek istemiyorum, çünkü bahsedilmeye değecek hiçbir şey yok. Rogue’daki her yan içerik AC4’ten alınmış. Zaten bu yüzden oyun size yan görevleri tanıtma zahmetinde bile bulunmuyor.
Gemiye bindiğimizdeyse yine oldukça az yenilik karşınıza çıkıyor. Sadece var olan silahlar bir iki kademe değişime uğramış. Gemi kullanımında sadece oyuna eklenen yeni mekan etkisini gösteriyor. Kuzey Atlantik’te geçen yolcuğumuzda ufak buz dağları gibi etkileşime geçebileceğiniz yeni çevresel öğeler eklenmiş.
Assassin’s Creed: Rogue’un açık dünyası AC3 ve AC4’ün bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş. AC4’ün gemi kullanımı, AC3’ün soğuk iklimiyle birleşmiş. Oyun haritası Kuzey Atlantik, River Valley ve New York olmak üzere üç ayrı bölgeden oluşuyor. Kuzey Atlantik’ten zaten bahsetmiştim. River Valley ise Kuzey Atlantik’in Güneş görmüş versiyonu. New York da gemiye binemediğiniz, oldukça küçük bir şehir ortamından ibaret.
Oynanışta son olarak iki noktadan bahsetmek istiyorum. İlk olarak Assassin’s Creed 4’te oldukça sinirimi bozan, kılıç kullanırken AC3’ten kalma balta animasyonu kullanılmasına bir çeki düzen getirilmiş. Yine arada sırada balta animasyonunu görebiliyorsunuz ama bu sorun belli bir ölçüde azalmış.
Diğer noktaysa oyun hataları. Assassin’s Creed: Rogue kısa bir yapım sürecinden geçtiğini bünyesinde barındırdığı hatalarla hissettiriyor. Hem tırmanmada hem dövüşlerde hem de gemi kullanımında birçok hatayla karşılaştım. Neredeyse hiçbir yenilik olmamasının yanında bir de bu hataları görmek daha da sinir bozuyor.
“Attan inip eşeğe binmek.”
Teknik konularda Assassin’s Creed: Rogue’un en kötü yanı Unity ile aynı dönemde çıkmış olması. Ancak oyun sadece eski nesle çıktığı için en doğrusu Assassin’s Creed 4’ü baz almak. Oyunun grafikleri AC4’ün PlayStation 3 ve Xbox 360 versiyonlarıyla her açıdan aynı. Sadece ufak tefek mekan değişiklikleri grafiklere farklı bir hava katmış o kadar.
Seslendirmeler her Assassin’s Creed oyununda olduğu gibi Rogue’da da kaliteli. Müzikler de önceki oyunlardaki bazı müziklerin benzerlerini kullanması haricinde gayet başarılı bestelenmiş.
***
Karşımızda hikaye hariç her noktasıyla Assassin’s Creed 4’ün aynı mekaniklerine sahip bir oyun duruyor. Hikayesinin ilgi çekici olmasının yanında geç açılması ve biraz zorlama olması gibi eksileri tam anlamıyla keyif almanızı engelliyor. Assassin’s Creed: Rogue’u sadece hikaye anlamında seriye kattıkları için oyunculara öneririm. Oynanış ve yenilik arıyorsanız Rogue’dan memnun kalma ihtimaliniz oldukça az.
OYUNUN ARTI YÖNLERİ
  • Hikayesi ilgi çekici.
OYUNUN EKSİ YÖNLERİ
  • Yenilik neredeyse yok,
  • Hikayenin geç açılması ve bazı konulardaki zorlama.
inceleme puanı
7.0
  • Grafik:6.5/10
  • Ses / Müzik:8.2/10
  • Hikaye / Atmosfer:8.0/10
  • Oynanabilirlik:7.5/10

0 yorum:

Yorum Gönder