Bu dosya konumuzda, ezeli(?) iki rakip olan Battlefield ile Call of Duty'i karşılaştıracağız, onların deyimi ile: "Savaştıracağız.". Hiç bilmeyenler için söylemek gerekir ki: "BF (Battlefield) ve COD (Call of Duty) birer, birinci şahıs nişancı (First Person Shooter) türü aksiyon oyunlarıdır.". İlkinin Türkçe anlamı "şavaş alanı" ve ikincisinin anlamı ise "göreve çağrı"dır. İsimlerinden de az çok anlayabileceğimiz gibi oyunların konuları tamamen savaş ve savaştaki görevler ile alakalıdır. İsterseniz ilk olarak bu savaş oyun serilerine ayrı ayrı kısaca göz atalım. Ardından ise Battlefield vs. Call of Duty çarpıştırmamızı uzun uzun yaparız.
Battlefield markası Electronic Arts adlı şirkete aittir. Serinin ilk oyunu 2002 yılında çıkmış, ismi de Battlefield 1942 olmuştur. Daha sonra sırası ile; Battlefield Vietnam (2004), Battlefield 2 (2005), Battlefield 2: Modern Combat (2005), Battlefield 2142 (2006), Battlefield: Bad Company (2008), Battlefield Heroes (2009), Battlefield 1943 (2009), Battlefield: Bad Company 2 (2010), Battlefield 3 (2011), Battlefield 4 (2013) çıkmıştır. Yani toplamda 11 adet BF oyunundan bahsediyoruz. Bu saydığımız oyunlar dışında ek paketler, farklı iş modelleri (F2P), bilgisayar ve konsollar için özel farklı güncellemeler, düzenlemeler de vardır. Fakat o kadar ayrıntıya girmeyeceğiz. BF serisi oyunlarının işlediği konulara zamansal olarak bakarsak; ilk önce 2. Dünya Savaşı'nı konu almış, ardından Vietnam savaşına gitmiş, sonra günümüze gelmiş, daha sonra geleceği bir yoklamış, tutmayınca günümüze geri dönmüştür.
Call of Duty markası Activision adlı şirkete aittir. Serinin ilk oyuınu 2003 yılında çıkmış, ismi de Call of Duty olmuştur. Daha sonra sırası ile; Call of Duty 2 (2005), Call of Duty 3 (2006), Call of Duty 4: Modern Warfare (2007), Call of Duty: World at War (2008), Call of Duty: Modern Warfare 2 (2009), Call of Duty: Black Ops (2010), Call of Duty: Modern Warfare 3 (2011), Call of Duty: Black Ops 2 (2012), Call of Duty: Ghosts (2013) çıkmıştır. Yani toplamda 10 adet COD oyunundan bahsediyoruz. Bu saydığımız oyunlar dışında ek paketler, farklı iş modelleri (F2P), bilgisayar ve konsollar için özel farklı güncellemeler, düzenlemeler de vardır. Fakat o kadar ayrıntıya yine girmeyeceğiz. COD serisi oyunlarının işlediği konulara zamansal olarak bakarsak; ilk önce 2. Dünya Savaşı'nı konu almış, ardından günümüze gelmiş, sonra yine geçmişe gidip hemen günümüze geri dönmüş, daha sonra konu ile bağlantı vererek çoklu zaman dilimlerinde (geçmiş, günümüz, gelecek) takılmış ve ardında da geleceğe gitmiştir.Kısaca serilerimize değindikten sonra ilk olarak ortak noktalara bakıp ardından da ana meselemiz olan Battlefield ve Call of Duty farklarına geleceğiz.
İlk olarak rakiplerin ortak noktalarından işe girişelim. Bu iki oyun serisinin ortak en büyük ortak yanı ikisinin de birincil kamera açılı nişancı (FPS), aksiyon, savaş oyunları olması oluyor. 2'si de hem hikaye moduna (singleplayer) hem de çok oyunculu moda (multiplayer) sahipler. Hatta ortak olarak bir çok oyunlarında co-op modu da bulunuyor. 2 oyununda sahipleri dev şirketler ve muhtemelen 10'larca büyük yatırımcıları var. Yani asıl odakları daha fazla yani olabildiğince çok para kazanmak olan oyunlar. Her şirket kar amacı güder. Fakat Activision ve Electronic Arts sanki mantık olarak oyuncuları ekonomik anlamda sömürmek istiyor gibi. Zaten "Premium" ve "Elite" isimleri ile bildiğimiz üyelik sistemleri ve birbiri ardına çıkarılan DLC'ler bunların en büyük kanıtıdır.
Bütün bunların dışında Call of Duty ve Battlefield serilerinin bence en büyük ortak noktası Holywood filmleri tadındaki senaryoları ve sahne efektleridir. Bildiğiniz gibi Amerikan Sineması (Holywood) bütün dünya sinemasını domine eden filmleri ile ünlüdür. Özellikle de aksiyon, savaş, bilimkurgu filmlerinde kullandıkları özel efektler ile izleyicileri etkilemeyi başarırlar. İşte BF ve COD oyunlarının hikaye kısımlarına baktığınızda adeta kendimizi Holywood yapımı bir savaş filminde hissederiz. Tek fark bütün kontrol bizdedir. Kamera açıları, ara sahneler ve daha bir çok şey sizin o savaş anını yaşamamız için kurgulanırlar. Dikkat ederseniz neredeyse bütün oyunlarında hikaye sadece elimizde silah tutan bir asker olarak ilerlemez, çoğu zaman kendimizi bir helikopteri, tankı, uçağı kullanırken bulursunuz. Bir sonraki sahnede ise bir at üstünde ve hızla yol alan askeri bir jiptesinizdir. Savaşların olabilecek her türlü uç, heyecanlı anını sırasıyla, konsantre bölümler halinde bizlere sunarlar. Zaten boş bir araziye karşı nöbet tutan bir askeri canlandırmamızı yapacak değillerdi. Fakat Holywood'un filmlerde çokça kullandığı kanıtlanmış reçeteleri ve yöntemleri bizlere uyguladıkları aşikar. Kıssadan hisse; BF'de ve COD'da kontrolü tam olarak bizlere vermese de etkileşimli bir Amerikan Sineması savaş filmi içinde buluruz kendimizi. Kahraman bizizdir. Tek bir kişi ile onlarca, hatta yüzlerce düşmanı öldürürüz. Ara ara konu geçişi ile birlikte farklı askerler şeklinde de aynı durumu devam ettiririz. Savaş bizim savaşımız ve kilit nokta bizizdir.
İki oyun serisinin de hikayesi tek bir şerit üzerinde ilerleyip bütün oyunculara aynı sonu verirler. (İstisnalar kaideyi bozmaz. Call of Duty: BO2'de oyunun birden farklı sonu vardı. Fakat ilerleyiş olarak sadece bize izletilen ara video değişiyordu.) Kontrol bizde olsa da bize verilen en büyük hak; ölme hakkıdır. Sonra yeniden kaldığımız yerin yakınından az önceki ölüm anı yaşanmamış gibi oynamaya devam ederiz. Bu yüzdendir; iki serinin de oyun kayıt (save) noktaları gayet muntazamdır. Oyunları kolay, orta ve zor gibi seçenekleri seçerek oynarız. Call of Duty ve Battlefield oyunlarının yapay zekalı düşmanları hiç bir zaman akıllı olmaya yaklaşamamıştır. Sadece zorluk seviyesini arttırınca sizi daha çabuk vururlar. Eğer bir yere çok saklanıyorsanız, sizi oradan çıkarmak için kaçacak zamanınızın olduğu el bombası atarlar. Basit zorluklarda ise sağa sola boş ateş ederler. Oyunlarda gizliliğe pek önem verilmez. Her zaman ön planda ve çatışma içinde buluruz kendimizi. Yanımızda ilerleyen askerlerin de çatışmaya pek etkileri yoktur. Bir yere bomba atılacaksa biz atacak, C4 kurulacaksa yine biz kuracak ve emir verilecekse yine biz vereceğizdir. Yanımızdakiler konu mankeni gibi olayları izlerler. Dostun ve düşmanın yapay zekasızlığı yüzünden (midir bilinmez, yine aynı yere geleceğim) kahraman her zaman bizizdir.
Bu kadar ortak noktaya değindikten sonra asıl konumuza dönelim: "Call of Duty vs. Battlefield" diyelim.
Has konumuza en son geliyoruz. Yalnız ilk olarak, bu kısımda sadece Call of Duty ve Battlefield oyun serilerinin genel özellikleri ile karşılaştırma yapacağız. Çünkü zamansal teknolojileri ve stratejileri göz önünde tutarak oyun bazında daha ayrıntılı bir karşılaştırma yaparak sayfalarca yazı gerektirir. Konuyu sizler için daha okunabilir kılmak adına genel bir değerlendirme yapacağım. Zevkler ve renkler tartışılmaz. Fakat iki serinin de neredeyse her oyununu oynamış biri olarak elimden geldiğince objektif yaklaşmaya çalışacağım.
İlk önce BF ve COD serilerinin hikaye (singleplayer) kısımlarını bir gözden geçirelim. Genel olarak Call of Dutyoyunları, oyuncuların oyundaki karakterler ile daha iyi bağ kurmasını sağlarken Battlefield bunu pek yapamıyor. Şimdiye kadar oynadığınız BF ve COD oyunlarının ana karakterlerini bir hatırlamaya çalışın. Eminim çoğunuzun aklına benim gibi ilk önce Ghost, Captain Price, Captain Mactavis ve hatta kötü olarak Makarov gelecektir. Peki ya Battlefield tarafından kimler var? Benim aklıma en fazla kötü çeteden (Bad Company) Preston geliyor. Kısacası Call of Duty hikayelerinde kahraman ve hatta intikam alınması istenecek bir düşman yaratmak konusunda daha iyi... Fakat Battlefield'ın hikayeleri günümüz dünyasından daha çok esinlenme ile yaratılıyor. Call of Duty tarafında kişiler ön plana çıkarken, Battlefield tarafında ise ülkeler ve kurumlar daha ön planda oluyor. Aksiyon zaten ortak noktalarda değindiğimiz gibi ikisinde de hat safhada tutuluyor. Fakat sanki COD kısmında biraz daha abartı işlerin ortaya döküldüğü göze çarpıyor. Battlefield'larda ise gerçekçilik her zaman daha çok önemseniyor. Bu sebeple olsa gerek genellikle bütün savaşın yükü tek bir karakter yerine farklı farklı kişilere veya bir takıma veriliyor.Diğer bir değinilmesi gereken konu da grafikler oluyor. Battlefield genel olarak grafik konusunda daha öne çıkıyor. Call of Duty ise, özellikle bilgisayar kullanıcılarının donanımlarını düşündüğünden midir yoksa yeni oyun motoru geliştirmek yerine eskisinden faydalanmak daha mı kolay geldiğindendir bilinmez grafikleri daha geride kalıyor. Oyun motorları demişken, Battlefield her zaman kendini bu konuda daha çok geliştirmeyi hedefliyor. Tabi bunun ceremesini de oyun hataları (bug) ile zaman zaman ödemiyor değil. Call of Duty'ler daha stabil olsa da genel olarak bir önceki oyununa göre ortaya gözle görülür bir fark koyamıyor. Fakat bu durum bilgisayarlarda daha güçsüz donanımlar ile çalışmasını sağlayabiliyor. İşe konsol tarafından baktığımızda, donanımlar sabit olduğundan COD'un özrü burada geçersiz kalıyor.
Call of Duty serisini birden farklı oyun stüdyosu ortak yapıyor. Bu sebep ile her sene bir oyun çıkarabiliyor. Yani bir (veya ek bir daha) stüdyo 2 senede bir oyun çıkarıyor. Bir sene Infinity Ward yaparken diğer sene Treyarch yapıyor. Hatta Raven ve Sledgehammer gibi oyun stüdyoları da destek olur. Battlefield ise biraz daha yavaş oyun çıkarıyor. Konumuzla direk alakalı olmasa da EA, Call of Duty ile rekabet etmesi için Battlefield'ın olmadığı zamanlarda diğer bir FPS'si olan Medal of Honor'u çıkarıyor. Bununla birlikte Battlefield'ı ise sadece DICE oyun stüdyosu yapıyor. Kısacası birbirleri ile rekabet adına türlü türlü yollardan geçiyorlar.
Satış rakamlarına baktığımızda genel olarak Call of Duty'nin Battlefield'a göre üstün olduğu açıkça görülüyor. Fakat bu rakamları etkileyen en büyük şey sadece oyunun kalitesi olmayabiliyor. İki yayıncı da farklı farklı pazarlama yöntemleri ile ürünlerini tanıtmak ve daha fazla sattırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu konu ile alakalı dikkat çeken noktalardan biri de marketlerdeki eski Call of Duty oyunlarının fiyatlarında çok az indirim görebilirken, Battlefield'ın eski oyunlarının fiyatlarının çok ucuzladığı da bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Arza ve talebe göre belirlendiğini düşündüğümüz bu rakamlara göre COD'a daha çok değer verildiğini gösteriyor.
Battlefield'ın ve Call of Duty'nin kendilerini en çok öne çıkardıkları, ana noktaya gelelim isterseniz: Çok oyunculu yani multiplayer kısımları da bir masaya yatıralım.Sigara vs. Nargile
Tütün ve tütün içeren ürünlerin tüketilmesinin sağlığa çok zararlı olduğunu söyleyerek söze giriş yapalım. Bu başlığı seçmek veya konunun içinde geçirmek konusunda çok düşündüm. Lakin bu satırları okuduğunuza göre kararımı vermişim. Sizler de yanlış sayfayı açmadınız. Call of Duty ve Battlefield serilerinin multiplayer kısımlarını karşılaştırıyoruz.
Sigara sağlığa zararlıdır. Bir kere başladın mı, bir daha bırakmak çok zordur. Çünkü bağımlılık yapar. Sigara tiryakiliği diye bir şey vardır. Bazı tiryakiler günde 2 paket sigara bile içerler. Bırakması çok zordur. Hızlıca bir tane yakıp hemen ötekine geçebilirsiniz. Call of Duty'lerin multiplayer kısımları da böyledir. Bir başladınız mı zor bırakırsınız. İlk defa Modern Warfare'i oynayıp da daha sonra diğer COD'ları alıp multiplayer olarak devam etmemiş kaç kişi vardır? COD bağımlılık yapar. Tiryakisi her Kasım ayını sabırsızlıkla bekler ve çıktığında gider elleri titreyerek bir paket alır hemen. Maç süreleri kısadır. İstediğin zaman açıp kimseye gerek duymadan hızlıca bir tek el (dal) atabilirsin (yakabilirsin).
Nargile de sağlığa zararlıdır. Genelde evde tek başına yakıp da içemezsin. Tek başına uğraştırır seni. Çıkar dışarıda içersin. Yanında mutlaka birileri de olur ki kenardan da sohbetine doyum olmaz. Nargile içmek keyif işidir. Öyle istediğin her zaman yakabileceğin gibi değil, yardım gerektirir. Hazırlaması zordur. Biri tütünü hazırlar, diğeri suyu koyar, bir diğerinin de közü sürekli değiştirmesi gerekir. Ya da toplanıp arkadaşlarınla gideceğin bir kafede içersin. Bir nargile yandı mı uzun süre içersin. Arada arkadaşlarına da uzatırsın onlar da içerler. Battlefield'ların multiplayer kısımları da böyledir. Arkadaşlarınızla toplanır oynarsınız. Tek başına tat pek vermez. Maç süreleri uzundur. Takım oyunu gerektirir. Birbirinize yardım edersiniz. Yeri gelir birlikte aynı araca binersiniz.
Call of Duty'de helikoptere ancak hakedenler binerler. "Killstreak"ı yapan kazanır. Ödül sistemi vardır. Bileğinin hakkı ile binersin. Battlefield'da ise ilk koşan biner. Sırayladır. COD'da eğer yeteneğin varsa sıradan 10-15 adamı hızlıca vurup tek başına kahraman olabilirsin. Haritaları küçüktür. Oyun hızlı akar. Battlefield'da ise haritalar büyüktür. Takım oyunu önemlidir. Bireysel kahramanlık yoktur. Görevler esastır. Haritada adam ara ki bulasın. Ama görev aradın mı bulursun. BF'de uçak, helikopter, tank, araba, atv gibi bir çok araç vardır. COD'da bunlar yoktur. COD'da refleksler daha ön plandayken BF'de strateji hakimdir. Fakat COD'da hızlı koşma gibi bir çok "perk" ve "killstreak" ödülleri oyuncunun tercihine bırakıldığı için bir anlamda taktik önemlidir. Oyuncuya kendine özel sınıfını farklı kombinasyonlar ile oluşturması için olanak verilir. BF'de ise sınıfların kendine has silahları ve özellikleri vardır. Hoş ortak noktaları da vardır. Fakat sınıflar arası fark ek mühimmat ile ortaya çıkar.
Call of Duty'de adamlar hemen ölürler. Battlefiled'da ise birini öldürmek o kadar kolay değildir. Yarım şarjör boşaltman gerekir. COD'da vuruş hissi daha iyidir. BF ise daha gerçekçidir. Bir çok yer yıkılır. Tam bir gerçek savaş havası vardır. COD ise daha çok paintball maçı tadındadır.
COD'da zombi modu gibi (gun game vb.) bir çok ekstra oyun modu bulunur. Tek konsol üzerinde ekran bölüp iki kişinin aynı anda oynamasına (split screen) izin verir. BF'de bunlar yoktur.
İsterseniz bu yazıyı ufaktan bitirelim. Neredeyse bütün Battlefield ve Call of Duty oyunlarını oynamış biri olarak sadede geleyim isterseniz. Bütün bu oyunların hikaye kısımlarını birden fazla oynamadım. Çünkü gerek duymadım. Fakat multiplayer kısımlarının hepsini son sınıfına (level) ve son prestijine kadar bitirmişimdir. İki seriyi de severim. Çıkar çıkmaz, zamanım olunca ilk fırsatta oynarım. Bana kalsa ayrım yapmayın ve ikisini de oynayın derim. Yok illa ben bir tanesini seçeceğim diyorsanız da sizler için gördüğüm farkları az çok anlatmaya çalıştım. Gözden kaçırdığım mutlaka bir şeyler vardır. Oyun bazında değil de genel bir değerlendirme yapmak beni çok zorladı. Dilim döndüğünce sizlere anlatmaya çalıştım. Lütfen sizler de konu hakkındaki görüş ve önerilerinizi bizlerle paylaşın. Özellikle eksik gördüğünüz veya fazla gördüğünüz şeyleri belirtirseniz sevinirim. Çünkü tartışmaya çok açık bir konu... Gelin tartışalım. Son olarak YouTube'da çok izlenen komik bir karşılaştırma videosu ile sizleri yalnız bırakalım. Saygılar...
0 yorum:
Yorum Gönder